Wednesday, March 5, 2014

Bir iş görüşmesi hikayesi

İyiden iyiye dağıldım. Doğu felsefesi gümledi. Meditasyon, yoga dağa kaçtı. Zumba, diyet yandı bitti kül oldu. Desem inanır mısın?
Doğruluk payı var evet. 
C bloktaki daireye de 4 gündür gitmiyordum.
Ve hatta şu an saat gece 2 ve ben biraz makarna yedim. Üstüne de sigarayla 5 yudum cola zero içtim.
Hiçbir zaman kungfucu olamayacak mıyım ben? En son üniversite sınavına çalışırken disiplin vardı herhalde hayatımda. 3 ay boyunca günde ortalama 5 saat test çözmüştüm. Akabinde de uyku hastalığına yakalanıp 1 ay boyunca günde ortalama 15 saat uyumuştum gerçi ama 3 ay hiç aksatmamıştım tosmayı neticede.
Sebepleri var elbet. Sebepler ne olursa olsun acilen toparlanmam lazım.
Acilen toparlanıyorum.
Toparlandım bile.
...
Ve gergin siyasi atmosferde öfkelenen ruhunuzu yatıştırmak, yorulan bedeninizi dinlendirmek için hepinize spa ısmarlıyorum yeşil çay eşliğinde.
Siz spada keyif çatarken ben de arka fonda bir kısmınızın bildiği bir iş görüşmesi hatıramı sizlere anlatıyorum:
1 yıllık bir aradan sonra sahalara geri dönerek bankacılık kariyerimde yeni bir kulüp formasıyla swaptır forwarddır hazine işlemlerinin ekranlarını tasarlarken bir insan kaynakları firması tarafından iş görüşmesine çağrıldım. Keyfim henüz yerinde ama gitmemek olmaz; laylaylom kalkıp gittim. Ufacık bir odada o zamanki ben yaşlarında insan kaynakları uzmanı bir hemcinsimle koyulduk sohbete. O soruyor, ben cevap veriyorum, o not alıyor. Ağzımdan çıkanların tümünü yazıyor. Ve işte o 2'li soru paketi geliyor; o sorular ki öyle manasızlardır ki hala sorulmuyorlardır umarım, işte ilki: En zayıf yönünüz? 
Düpedüz yalana teşvik; sinirliyim misal, sinirliyimdir mi dicem? 
İk bu soruyla ölçse ölçse yalan söyleme, kıvırma yeteneğini ölçer bir insanın. Bu kalıp sorunun yanıtları da bellidir; öyle bir cevap vereceksiniz ki sizin zayıflık olarak aktardığınız özellik, iş veren efendinin işine yarayacak. Örneğin şunu dersiniz: "Mükemmelliyetçiyim! Yaptığım iş koşullar ne olursa olsun mükemmel olmalı. Tabi bu durum bana zarar veriyor. Ama napalım işte böyle doğmuşum, yapım böyle."
Ya da benim o gün verdiğim şu yanıtı verirsiniz: "Çok sabırsızım! İşler en kısa sürede olsun bitsin isterim. Koşullar ne olursa olsun!" 
Ve akabinde sorulardan ikincisi: "En güçlü yönünüz?" geldi. Ben o sırada halihazırda yeni bir işe başlamış, keyfi henüz kaçmamış, laylaylom bir kariyer insanı olduğumdan mıdır, yoksa zaten her daim bir pot kırma, çam devirme potansiyeline ve icraatına sahip bir insan olduğumdan mıdır, nedir, şu yanıtı verdim: "Çok sabırlıyımdır!" Hakikatten böyle dedim! Ve sonrasında nihoha diye kahkaha attım; olan olmuştu bir kere. Ve şunları ekledim gülmeye devam ederek: "Aynı zamanda çok tutarsızım!"
Bir anda ezberim bozulmuştu ve durum çok komik ve absürddü. Ama karşımdaki yetkili sıfır tepki vermiş, hiç mi hiç istifini bozmadan not almayı sürdürmüştü. Acaba o bir robot muydu?
O zaman hafiften utanmıştım ama şimdi dönüp baktığımda boş bulunarak da olsa iyi ki öyle söylemişim.
Tamamen bilinç içerisinde vermek istediğim cevaplar da var. Umuyorum tedavülden kalkmıştır bu sorular.





No comments:

Post a Comment