Wednesday, March 19, 2014

Sağım solum, önüm arkam sosyal medya... Kurtarın beniiii, tutun elimden düşmeden!*

Sosyal medya ne kadar büyüdü anacım. Eskiden bir iki mecra varken şimdi sürüsüne bereket. Bu kadar platform arasında hedefine, emellerine doğru olanları tespit edip onları etkin olarak kullanabilmek için ciddi mesai harcamak gerek. Optimize fayda elde etmek üzere kendini parçalayan şöyle bir sosyal medya freak görüntüsü tahayyül ediyorum; masada bilgisayarının başına oturmuş, yanı başına da iphone ve ipad'i almış; bilgisayardan facebook hesabını her 5 dakikada bir refresh yapmakta ve az önce paylaştığı fotoğrafı kaç kişi like etmiş onu saymakta. Iphone'uyla twitter'da takip ettiklerinin son tweet'lerini okumakta, beğendiklerini retweetlemekte, Ipad'den instagramdaki birkaç fotoğrafı like edip yorum olarak da birkaç emoticon eklemekte. Hal böyle yoğun olunca yemek bile yiyemekte, markete bile gidememekte. Acil durum vakası... Derece derece kademe kademe kaplamış hayatımızı sanal dünya. Hızla artan mobil uygulamalar sayesinde zaman ve mekan sınırı olmadan internet olan her yerde "Bu dünyada ben de varım arkadaş" diyebiliriz; bak işte şimdi filancayla falanca yerdeyim, şunu yiyorum, haleti ruhiyem şöyle ve kahrolsun faşizm ve tek yol devrim!
Filancayla falanca yerde yemekteyim. Ama ikimiz de whatsupp'ta, kikte, snapchatte başkalarıyla konuşmaktan birbirimizin yüzüne zor bakıyor, zar zor 2 çift laf ediyoruz inan.
Literatüre geçti sosyal medya bağımlılığı. 
Reel dünyada söyleyemediklerimi patronuma, eşime, hükümete; söylüyorum burada rahatça herkese.
Teşhir ediyorum tüm hayatımı; yaptığım alışverişten çıktığım tatile kadar. Ve şunu farkedip ürperiyorum; teşhir etmek daha güzel reelini yaşamaktan.
Andy Warhol gelecekte herkes 15 dakikalığına ünlü olacak derken yanılmış. Gerçek hayatta sosyofobiğim ama vine'da ne 15 dakikası 15 gündür en popüler benim.
Sağım solum, önüm arkam sosyal medya.
Ve bundandır işte; saatler sabah ezanına durmuş, o tatlı tatlı gelen uyku çoktan kaybolmuşken Osmanlı Padişahı Kazancı Bedük soyundan gelen bendeniz Ezgihanzade Hanımefendi fotoğraf editleyip, hashtag eklemekten yorgun, uykusuzluktan dönüşmüş bir zombiye, kafa gidik bir halde ekrana bön bön bakmaktaydım, 2 gün evveline kadar.
2 gündür şeker uykusu kaçmadan daha, bizim apartmanın giriş katında oturan anneme teslim ediyorum cep telefonunu, tableti. Mışıl mışıl uyuyorum, ışıl ışıl uyanıyorum...
Ya o değil de; Seda gız, ben neden patlayamadım instagramda, hayır anlamıyorum bir türlü ondan soruyorum. Tamam gız çemkirme. İyi ki bir sorduk. Hakkımız yeniyor herhalde di mi? Alla alla...

*Hayko Cepkin şarkısı Yarası Saklı'nın sözlerinden:
http://www.youtube.com/watch?v=1DADKcexqTw