Sunday, April 5, 2015

Güm Güm*

5 - 6 aylık hamileyken televizyon izlemeyi bıraktım. 4 yıl oldu nerden baksan. Zaten haftada birkaç saat kafa boşaltmak için seyrediyordum. Tek tahammmül edebildiğim yeteneksizsiniz ve de birkaç magazin programıydı o kadar, ha bi de müjde ar'lı bir sohbet programı vardı ntv'de, saba tümer bazen, bazen de 5n1k. Dizilere hele hiç tahammülüm yoktu. Oyuncular çok sevdiğim bir Uğur Yücel, bir Erkan Can, bir Binnur Kaya bile olsa diziler birkaç bölümden sonra Allah'ın emri zırvalıyorlardı. Hep bir entrika, hep fitne fücür, hep bir türlü kavuşamama ve aslında tüm bunların da müsebbibi hep ama hep yanlış anlama. Kapının arkasından 10 saniye daha önce kulak kabartsa doğruyu anlayacak ya da 10 saniye sonra kulağını dayasa kapıya gene doğru bilgiye ulaşacak ve sevdiceğine kavuşacak. (Tıpkı benim üniversite sınavında bir soru daha çözsem odtü'ye girmem, bir soru daha çözmesem gene odtü'ye girmem gibi.) Ama bir türlü ardı arkası kesilmeyen, envayi çeşit, budasan, tarım ilacı, tuz ruhu döksen kökünü kazıyamadığın, mantar gibi biten yanlış anlaşılmalar silsilesi... Türkiye menşeili dizilerin can yeleği, matematiği, demirbaşı.
Tüm bu klişeler olağanüstü hale dahil edilen hamilelik sürecimle birleşince Muhteşem Yüzyıl'daki Halit Ergenç'in sakalları yüzünden elimde poşetle gezdiğim oldu. Öyle bir tiksinme tiksindim ki.
Ve o yüzden tam bir televizyonkolik Fethi Bey'in Sümko sitesindeki kuaför salonunda saçlarımı boyatırken izledim Güm Güm'ü geçen hafta anca. Oysa şarkı çıkalı aylar olmuş. Spotify'da türkçe dosyasına ekledim hemen. Açığı kapatmak istercesine ortalama 46 kere dinliyorum şarkıyı. Sevgili Onur Özdemir benim de aklıma ne geliyor biliyor musun, havanın pis, soğuk, kapalı, depresif olduğu 3 günlük bir şeker bayramında Bursa'ya sizin eve kendimi can havliyle atışım, senin beni rahatlatmak için tüm hücrelerini seferber edişin, florasan ve sarı ışığın bir arada aydınlattığı birahanelerde güleyim diye anlattığın komik hikayeler, yürürken söylediğin şarkılar... Benimse 1 salise dahi o moddan çıkamamam... Çilekeş Ezgi vs Onur Derviş.
Ama Nişantaşı'ndaki ev partileri ne kadar eğlenceli, ultra mega komik, iğne atsan mutlaka efsane bir hikayeye saplanır haldeydi, di mi?

(*)Ayşe Hatun Önal feat.Onurr 
https://www.youtube.com/watch?v=JGOfDctPKRo

No comments:

Post a Comment