Şu an bir distoni fırtınasının tam ortasındayım sayın okuyucular. Bu yazıyı bu halimle yazıp tamamlarsam dünya distoniyle mücadele şampiyonasında kendime altın manolya vericem. İçimden "bıktım aq" diye küfürle karışık isyan ederken bakın aklıma hangi müstesna şarkıcı ve şarkısı geldi, linke tıklar mısınız lütfen, por favor gençler, genç hissedenler, kime diyorum alooooo?!
Herkeş gibi o da nevi şahsına münhasır bir karakter ancak herkeşten farklı, eşsiz bir yorumcu Timur Selcuk söylüyor:
Bıktım dünyayı sırtımda taşımaktan
Hayatın yorgunuyum ben rahat vurgunuyum ben
http://youtu.be/lrBOEpXJhF8
Şarkıdaki karakter Timur Selçuk'un şımarık sevimli ya da sevimli şımarık söyleyiş tarzı gibi bazen sevimli geliyor insana, bazen de bir o kadar sevimsiz ve küstah, suratına "Demek girmedin bakkal kasaptan içeri, ayağına geldi ne istedinse ha, al sana 5 kardeş o halde" diye diye pat pat patlatmak geliyor insanın içinden. En azından benim geliyor. Bu arada küçük beyin anlayacağı şekilde sevimli şımarık tarzına uyumlu olarak tokat yerine çocuksu ve eğlenceli "beş kardeş" tabirini kullandım. Umarım farkettiniz. Ve akabinde kendi küçüklüğümü hatırladım sevgili keratalar; Baba The İktidar, "geliyo bak 5 kardeş" deyince 5 tane daha kardeş geliyo sanıp, saf ve şaşkın ifadelerle gülümsemeye çalışırken suratımda patlayan tokatın diğer adı olduğunu 5 kardeşin. Öyle ilk seferde de öğrenemedim üstelik öğrenmem için 3-4 kez daha yemem gerekti sevimli tontonlar gibi tahayyül ettiğim beş kardeşi.
Geçmişten kalan işte bu ve bunun gibi iktidar faaliyetleri yürüten Baba The Güç kareleri yüzünden belki Baba Zula'nın şu şarkısını pek sevdim:
Babamız bizi sevmedi
sevmedi sevmedi
Babamız bizi sevmedi
çirkiniz çirkiniz
Şimdi size çok çok mühim 2 şeyden sözetmek istiyorum; Baba Zula canlı sahne performansı ve canlı perfomans sırasında şarkılara çizerek eşlik eden yetenek abidesi Ceren Oykut. (Magazin haberi olarak şunu da ekleyeyim Ceren, Baba Zula'nın beyin takımından Murat Ertel'in bir zamanlar eşiydi).
https://www.facebook.com/video/video.php?v=2457981082786
Yukarıda linkini verdiğim video bu canlı performanslardan biri.
Baba Zula'yla tanışmam şöyle oldu; takvimler 2005-2006 yıllarında salınırken günlerden perşembe, öylesine alelade bir perşembe hem de Doğan'la konuştuk. (Açtım parantez: O zamanlar 2miz de Maslak'ta çalışıyorduk. Öğle tatillerinde en sık yaptığımız aktivite eski Çarşı'nın ordaki Starbucks'ta buluşup bir yandan etrafı keserken, öte yandan haftalık dedikoduları konuşmaktı. Sağa sola bakmaktan bir türlü odaklanamayan gözlerimize rağmen kulak, burun, boğazla sıkı takibindeydik birbirimizin ve anlattıklarımızın. Sıklıkla da tüm beden ve ruhla danalar gibi gülüyorduk başımızdan geçenlere. Kapadım parantez.) İşte o günlerin birinde, alelade bir perşembe Doğan dedi ki "Bu akşam Yaga'da Baba Zula var, ben geçen hafta gittim, süperdi, beraber gidelim bugün"
İşte Baba Zula'yla o gece tanıştım ve yeryüzünde böyle bişi görmedim. Bir Münire, bir Seyran, Bir Ceren, Bir Murat, Bir Brenna, bir Levent... ve dahası. Gözlerim faltaşı kadar açık, keza ağzım da, kalbim saniye 150 atarak izledim Baba Zula'yı. Hem o gece, hem de bir sürü başka başka gecelerde. Onları izlerken kendimi bu tarihi ana tanıklık ettiğim için hep çok şanslı hissettim. Ceren çizdi, ben de hayallare kapıldım gittim. Sahnedekiler, hem ben, hem yanımdaki, hem İstanbul büyüdük büyüdük, hulk'a dönüştük... Hayat bizi değil, biz hayatı sürükleyip götürdük...
Yazmayı düşündüğüm başka şeylerdi. Ama çarşıdaki hesap evdekini tutmadı.
Sonucu açıklıyorum: Distoni hala devam ediyor, altın manolya benim oldu. Abisi ne yetenekli insanlar var hayatta. Size veda ederken gene başka bir tapanzi insan Fatih Akın'ın yaranzi filmi İstanbul Hatırası: Köprüleri Geçmek filminin kapanış şarkısını gönderiyorum.
Baba Zula ekipcenek sabahlamış, güneşi karşılıyor, mekan İstanbul Boğazı, şarkı Cecom, söyleyen Brenna. İstanbul'dan ayrılmak üzere eşyalarını toplayıp Büyük Londra Oteli'nin önünde taksi bekleyen ise Alman müzisyen Alexander Hacke.
http://www.youtube.com/watch?v=bgfe_pynmqQ
EY SANAT İYİ Kİ VARSIN
EY İSTANBUL HALA AYAKTASIN
Ezguita laf aramızda sen de fena değilsin hani:)